1 Kasım 2014 Cumartesi

2014 Bağımsız Filmler: Part 1

Ruhumuzu Alabilirler Ama Bağımsız Filmlerimizi ASLA!


Bugün bağımsız filmler yazısı vardı. Bende hangi filmleri yazacağım diye listeye bakıyordum, Enemy, Under the Skin ve Locke'u gördüm. Dedim 'tamam neyse 3 film yaparım tek yazıda.'O anda aklıma daha dün izlediğim bağımsız film geldi: 'Boyhood'. Bende bu yazıyı Avengers 3 gibi ikiye ayırmaya karar verdim. Bugünkü yazıda Enemy ve Under the Skin, bir sonraki yazıda Locke ve Boyhood. Başlıyorum...



Bir tarih öğretmeni bir filmde kendisine çok benzeyen birisini görür ve onu aramaya başlar.

Hani bazı filmler olur ilk çıktıklarında kimse dikkat etmez hatta görmez bile. Ama üzerinden biraz zaman geçtikten sonra herkes ne kadar iyi bir film olduğunu anlar ve kült klasik olur.(bknz. Fight Club)
İşte bana göre Enemy öyle bir film. Bir başyapıt. Nesiller boyunca tekrar izlenip üzerinde incelemeler yapılacak bir film. Mükemmel oyunculuklar, akıllıca ve düşündüren bir senaryo ve Denis Villeneuve. Böyle bir senaryoyu alıp ekrana yansıtmak. bu kadar sizi geren düşündüren korkutan ve hemen internete sarılıp sonunun ne anlama geldiğini buldurmak. Bunu böyle bir filmde yapabilen bir yönetmen gerçekten işinde usta bir insandır.(unutmayınız Prisoners)


Lütfen ama lütfen filmi izlemediyseniz devamını okumayın. Bu filme sadece konusunu bilerek,  yazdığım o tek cümleyi bilerek izlemeniz sizin için en hayırlısı olacaktır.

-SPOILER-

Filmi izleyenler okumayı devam ediyor mu? Tamam, açıklıyorum.
Sonunu anlamayanlar için kendi yorumum bu:
İkisi aynı kişi. Ve örümceklerde kadını temsil ediyor. Kadınları örümcek olarak görmesi onun karısını aldattığını hatırlatıyor. İlk başta öğretmen olarak evinde yırtık olarak gördüğümüz resim daha sonra karısıyla birlikteki evinde tam parça olarak görüyoruz. Annesiyle yaptığı tuhaf konuşma ve o konuşmadan sonra bütün şehri bir 'anne örümceğin' istila etmesi ve girdiği dükkanda 'I'm A Cheater' adlı şarkının çalması da bunlara bir örnek. Ve son sahnede karısını tekrar örümcek olarak görmesi kendini bulmadığına ve karısını tekrardan aldatacağını bize söylüyor.

_________________________________________________________________


Gizemli bir kadın İskoçya sokaklarında dolaşarak erkek avına çıkar fakat bu yolda kendisini tekrardan bulur.


Bugün yılın en kafa karıştırıcı ve en akıllıca yapılmış filmlerini yazıyorum. Ama bu film Enemy'den kat kat daha tuhaf.
Aslında 2004'te çekilmiş ama 10 yıl sonrasına kadar vizyona girmemiş bu film izlediğim en garip film. Sadece bunu söylemem bence hemen gidip izlemeniz için yeterli. Scarlett Johansson'ın oyunculuğu da film gibi garip ve güzel. Filmin bazı yerleri size sıkabilir, bazı yerlerde temposu yavaş olabilir ama sonu için değecektir.

-SPOILER-

Filmin sırlarını, ne olup ne bittiğini size soran bir film. Ama benim yorum film insanla ilgili. İnsanın evrimiyle. İnsanın doğasıyla. Dünyaya ayak basan bir uzaylının bile bize adapte olduğunu fakat bizim hala bizle uyum içinde olmadığımızı gözler önüne sürüyor. Ne kadar cani olduğumuzu, kimsenin gerçek iç yüzünü-iç güzelliğini görmediğimizi anlatıyor. Son sahne de benim yorumumu destekliyor. Evet o kadın dış görünüşünde güzel bir insana benziyor ama bize gerçek yüzünü ya da iç güzelliğini gösterdiği zaman biz ne yapıyoruz? Üstüne benzin döküp yakıyoruz. Neden? Çünkü biz insanız.
___________________________________________________________________

Part 2 yakında geliyor.
Bugünlük bu kadar.